Dolar 34,4222
Euro 36,3762
Altın 2.835,85
BİST 9.448,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12 °C
Çok Bulutlu

Cildinizin kaderi damağınızda!

09.02.2018
A+
A-

Cildiniz yıllara meydan okusun, ilk günkü güzelliğinde kalsın istiyorsanız beslenmenize dikkat edin. Karbonhidratlar cildinizin yaşlanmasını hızlandırıyor…

Cildinizin kaderi damağınızda!

Yaz sıcakları daha bastırmadı ama uzmanlar tatil planları yapanları uyarıyor. ‘Cildiniz her zaman genç ve güzel kalsın istiyorsanız beslenmenize ve güneşe dikkat edin!’

Deri sağlığımızın korunmasının çok yönlü bileşenleri içerdiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Sibel Duysak, ”Deri yaşlanma süreci hem içsel (genetik ve yaş ile beraber ortaya çıkan)  hem de çevresel etkenlere bağlı olarak oluşan çok faktörlü bir süreçtir. Doğru beslenme ve yaşam tarzı ile yaşlanmanın hem içsel hem de dışsal süreci kontrol edilebilir’ diyor.

BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZI DÜZENLEMEK 
‘İyi bir deri kalitesi için doğru beslenme çok önemlidir’ diyen Duysak, ‘!Vücuttaki yaşlanma sürecinin en temel sebebi hücrelerdeki oksidatif strestir. Karbonhidrattan zengin gıdalar vücuttaki oksidatif stresi arttırarak yaşlanma sürecini hızlandırırlar. Beslenme alışkanlığımızda oksidatif stresi azaltan yani anti-oksidatif etki gösteren gıdalara ağırlık vermeliyiz’ diye uyarıyor.

İşte Duysak’ın cildinizin sağlığı ile ilgili tavsiyeleri:
Meyve ve sebzeler; cilt kalitesi için 1 numaralı besin kaynaklarıdır. Özellikle C ve E vitamini ve bioflavanoid depolarıdır. Meyve ve sebzeler aynı zamanda silisyum, magnezyum, kalsiyum, kükürt, çinko ve selenyum gibi güzellik mineralleri ile yüklüdür. Tüm bunlar deri hücrelerine besin taşıyan kılcal damarların sağlıklı olmalarını sağlarlar ve cildi çürüklere, damar çatlaklarına ve erken kırışıklıklara karşı korurlar.

Zeytinyağı, keten tohumu yağı, kabak çekirdeği yağı, hindistan cevizi yağı, ceviz yağı, avokado yağı gibi yağlar cilt kalitesi için oldukça faydalıdır. Omega 3 ve Omega 6 cilt için son derece önemli yağ asitleridir. Hücre duvarını stabilize ederler. Hücrelerde oluşan serbest radikaller ile savaşarak yaşlanma sürecini geciktirirler ve güneş yanığı oluşumunu önlemede yardımcıdırlar.  Ciltte leke oluşumunu azaltırlar. 
Omega 3 ve omega 6’ dan zengin besinler; balık , yeşil yapraklı sebzeler, tohumlar ve yemişlerdir. Omega 6 özellikle ayçiçek yağı, mısırözü yağı, soya fasulyesi yağında bulunur. Omega 3 ise balık ve balık yağlarında, keten tohumu ve keten tohumu yağlarında, ceviz ve ceviz yağında ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. 

UYKU CİLDİNİZİ YENİLİYOR 
Yaşlanma saati büyük ölçüde içerden çalışır ve içerdeki saati yavaşlatmak için koruyucu bazı faktörlere dikkat edilmelidir. Bunların başında yeterli uyku, hobi edinmek ve egzersiz gelir. Bu faktörler serbest radikal oluşumunu azaltarak içsel yaşlanma sürecini yavaşlatırlar. 
Düzenli uykuyla hormonlarımız dengelenir ve cildimiz yenilenir. Cildimiz her gün uyku sırasında ölü hücrelerin bir kısmını atar. Uyku sırasında büyüme hormonu salınır bununla birlikte stres hormonu azalır. Bu sayede cilt, ölü tabakadan arınır ve pürüzsüzleşir. Bu işlem gece 23.00 ile 03.00 arasında olur. Uyuduğumuz odanın yeterince havadar olması da çok önemlidir. Çünkü yenilenme işlemi için oksijene ihtiyaç vardır.

Düzenli ve yeterli uyku insan vücudunu yeniden yapılandırır. Derin uyku, vücutta protein sentezini, büyüme hormonu salgılanmasını artırır. Adrenalin ve kortikosteroidler gibi katabolik ( yıkıcı) hormonların salgısını ise azaltır. Uyku düzeninin cilde etkisi çok büyük ve önemlidir. Yaşlanma etkilerini geciktirmek istiyorsanız, yüzünüzde kırışıklık istemiyorsanız, genç, dinamik, canlı ve renkli görünmek istiyorsanız, günlük uyku saatlerinizin yeterli olduğundan emin olmalısınız. Yeterli saatte, kaliteli şekilde düzenli olarak uyumalısınız.
 
KORUYUCU ÖNLEM ŞART
Çevresel faktörlerin deri yaşlanmasında rolü büyüktür. Güneş ışınları, sigara ve kimyasal maruziyeti deri yaşlanma sürecinde en büyük risk faktörleridir. Ultraviyole ışınları güneş yanığı ve deri yaşlanmasından sorumludurlar. Cildin yaşlanması, UV ışınlarının ciltte neden olduğu hasarların yıllar boyunca toplanmasıyla ortaya çıkar.  Güneş yanıklarından daha çok UVB sorumlu iken deri yaşlanması sürecinden UVA sorumludur.

Güneş ışınları DNA yapısında hasarlanmaya sebep olarak derimizin üst ve orta tabakasında değişikliklere neden olur. Özellikle deri kırışmasını önleyen kolajen ve elastin lifleri hasarlanır deride kırışıklıklar sarkmalar meydana gelir. Ayrıca bronzlaşmayı sağlayan hücreler zamanla işlev görmez hale gelir ve ciltte kahverengi lekeler oluşabilir.

GÜNEŞ FAYDALI AMA…
Güneş ışınları deri yaşlanmasının yanı sıra deri kanserlerinden de sorumludur. En tehlikeli cilt kanseri olarak bilinen “Malign melanoma” nın en önemli nedenleri arasında, güneş ışınlarının zararlı etkileri gösterilmektedir. Malign melanoma, ileri yaşta ortaya çıksa bile bunun nedeni, çocuklukta maruz kalınan güneşin zararlı ışınlarıdır. Hayatında bir kere su toplamış güneş yanığı olan bir çocuğun malign melanomaya yakalanma riski, yanığı olmayanlara göre iki kat fazladır. Her yanık ile bu risk iki kat artar. Cilt kanserinden korunmanın en iyi yolu, cilt yanıklarını önlemektir. Özellikle çocukluk döneminden itibaren başlayarak düzenli güneş koruyucu kullanmalı ve bu konuda çevremizi bilinçlendirmeliyiz. 
Vücut için son derece önemli olan D vitamini sentezi için ise güneş ışınları gereklidir. Bu konu çoğu kişide kafa karışıklığı oluşturmaktadır. Günlük D vitamini gereksinimi; kollar, bacaklar ve yüzün 20 dakika gün ışığına maruz kalmasıyla karşılanabilir. Güneş koruyucu kullanımı ( faktör 20 ve fazlası) D vitamini sentezini engeller. Bu nedenle güneşin dünyaya dik açı ile ulaştığı saatler dışında kol ve bacaklarımızın güneşten koruyucusuz olarak 20 dakika güneşe maruz kalması ile günlük D vitamini sentezi ihtiyacımızı karşılayabiliriz.  D vitaminin deride yapımı, yaşla giderek azalır. Deri rengi koyu olan kişilerde, yeterli D vitamininin deride oluşması için, özellikle kış aylarında uzun süreli gün ışığına gereksinim vardır. 

SİGARADAN UZAK DURUN
Cilt için son derece zararlı olan diğer bir konu ise sigaradır. Peki, sigara nasıl cilt kalitemizi bozuyor? Sigarada bulunan nikotin,  bunun yanında diğer duman ve zift gibi maddeler derimizin hava almasını engelleyerek cansız, sarı ve soluk bir yapıya sahip olmasına sebep olur.  Havadan yoksun olan cilt elbette deriden terleme ve sıvı atımını da gerçekleştirmekte zorlanır ve bu da cildin daha da kurumasına neden olur.

Derimizde son derece zengin kılcal damar ağı vardır. Kılcal damarlar özellikle yüzümüzdeki, daha sonra da vücudumuzun kalanındaki derinin kan ihtiyacının büyük kısmını karşılarlar ve sigara bu damarların daralmasına neden olur. Neticesinde yeterince kana erişemeyen deri daha da solar ve bitkin bir görünüme sebep olur. Kan akışındaki bu sorunların ve damar daralmasının yaralara ve çizilmelere karşı geç iyileşme etkisinin olduğu bilinmektedir.
Sigara tüketimi sırasında sürekli olarak dudaklar ve çevresindeki kaslar kullanıldığı için bu bölgelerde hoşunuza gitmeyecek düzeyde kırışıklıklar meydana gelir. Sürekli olarak kas kasılmasından kaynaklanan bu kırışıklıklar zaten solgun ve bitkin görünen cildinizde iyice görünür hale gelirler.
Cildinizde yer alan kırışıklıklar tabii ki sadece sigaraya bağlı olarak değil strese, ruh haline, yaşanılan fiziksel koşullara ve pek çok diğer etkene bağlıdır. Ancak sigara içenlerde yaşıtlarına göre çok daha fazla cilt kırışması ve yaşlılık belirtisi görülmüştür. Bu nedenle genç ve canlı bir cilde sahip olmak için sigaranın cilde verdiği zararlardan sakınmalı ve sigara tüketimine bir son vermelisiniz.
Bu basit önerilere dikkat ederek sağlıklı ve canlı bir cilde sahip olmak mümkündür. Unutmamalıyız ki derimiz en değerli giysimizdir ve bizi dış ortamın zararlı etkilerinden koruyan en önemli bariyerdir; bu kadar değerli bir organ için gereken önemi göstermek sağlığımız için elzemdir.  Sağlık ve güzellik ile kalın.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.