EDİRNE BELEDİYESİ, TARIMSAL KALKINMA ZİRVESİ’NDE
CHP’li belediyelerin tarıma verdiği desteklerin değerlendirilmesi, kamuoyuna tanıtılması ve bundan sonraki yol haritasının belirlenmesi amacıyla düzenlenen “CHP’li Belediyeler Tarımsal Kalkınma Zirvesi’nde Edirne Belediyesi de yer aldı. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, zirveye katılan 60 belediye ve 300 kooperatife yönelik yaptığı sunumda Cumhuriyet Çiftliği, yerli tohum ve üreticiye destek çalışmaları hakkında bilgi verdi.
İstanbul’daki Avrasya Gösteri Merkezi’nde düzenlenen CHP’li Belediyeler Tarımsal Kalkınma Zirvesi’nde Belediye Başkanı Recep Gürkan, belediye olarak gerçekleştirdikleri çalışmaları paylaştı.
Bereketli topraklara sahip, iklimi ve coğrafi yapısı ile her türlü gıda maddesinin yetiştiği ülkemizde, Serhad Şehri Edirne’nin verimli toprakları, su kaynakları ve çalışkan üreticileri ile önemli bir tarımsal üretim merkezi olduğunu belirten Gürkan, “Türkiye çeltik üretiminde birinci sırada, ayçiçeği üretimde üçüncü sırada ve buğday üretiminde on birinci sırada yer almaktadır. Bu haliyle şehrimiz tarımsal üretim anlamında çok büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak Türkiye tarımında yaşanan belirgin sorunlar bölgemizde de hissedilmektedir. Bu tablo karşısında bölgenin bereketli topraklarına yeniden can vermek, üretim potansiyelini harekete geçirmek, üreticilerimizin yanı sıra tüketicilerin de güvenli ve yeterli gıdaya ulaşımını kolaylaştırmak adına kendimizi sorumlu hissederek çalışmalara başladık” ifadelerine yer verdi.
Gürkan, “Köylere yapılan ziyaretlerde ve üreticiler ile yapılan toplantılar sonucunda dile getirilen mağduriyetlerden en önemlilerinden birisinin 2006 yılında çıkartılan 5553 sayılı Tohumculuk Yasası’nın sonuçları olduğunu gördük. Bu yasa ile kayıt altına alınmamış yerel tohumların satışı yasaklanmış, üretici hibrit tohuma adeta mecbur bırakılmış ve bu durum tarım sektöründeki küçük aile işletmeciliğine de önemli bir darbe vurmuştu. Çiftçilerimiz bulundukları iklime, toprağa, coğrafyaya ait; binlerce yılda hastalıklara ve iklim değişikliklerine uyum sağlamış dayanıklı ve oldukça besleyici atalık tohumlarını büyük oradan eklemez hale geldi. Ve bu tohumların yerini tek tip hibrit ve GDO’lu tohumlar aldı. Bu da beraberinde yüksek tohum maliyeti ve bitkide birtakım hastalıkları getirdi. Hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaç da yine ekstra maliyet olarak karşımıza geldi. Üreticinin yerli tohum kullanama mağduriyeti tüketicilerde de aranan damak tadının bulunmaması ve artan fiyatlar şeklinde baş göstermeye başladı. Herkes nerede o yediğimiz eski sebzeler demeye başladı. Yerli tohum ekilmeye ekilmeye kaybolmaya başladı” dedi.
EDİRNE BELEDİYESİ YERLİ TOHUM BANKASI
‘Yerli tohum yok olmasın’ diyerek, adeta bir tohum seferberliği başlattıklarını belirten Gürkan, “Bu hedefle Edirne Belediyesi Yerli Tohum Bankasını kurduk. Arkadaşlarımız sahaya inerek, Trakya’yı karış karış gezdiler. Üreticilerimizden kimisi yemenisine sardığı tohumunu, kimisi çıkısında sakladığı tohumunu çıkararak Ziraat Mühendislerimize verdiler. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitümüzle birlikte hummalı bir çalışmaya başladılar. Tohumlar analiz edildi, üzerinde çalışıldı. Tohum çoğaltma çalışmaları yapıldı. Daha sonra ise Trakya’nın en büyük tohum takas şenliğini yaparak güzel bir farkındalık yarattık” dedi.
ATA TOHUMLARIMIZ TOPRAKLA BULUŞTU
Trakya genelinde büyük bir seferberlikle toplanan 118 çeşit ve 1.000 paket tohumun Edirne Belediyesi Tohum Takas Şenliği ile üreticiler ve toprakla buluştuğunu belirten Gürkan, “Hasat zamanı ürününü kurutup çekirdeğini tohumluk olarak alan üreticilerimiz yine bu yerli tohumları Edirne Belediyesi Tohum Bankasına getirerek büyük bir dönüşümü gerçekleştirildi. Bu çalışmayı üreticimizi destekleme, dirençli ve besleyici gen kaynaklarımızı korumanın yanı sıra gıda güvenliğimizi çok uluslu birkaç şirketin eline bırakmamak adına da atılmış bir adım olarak kabul ettik. Çünkü hibrit tohumun ekimi sonrası, yetişen ürünü kurutup çekirdeklerini tohum olarak alamamak tohumda dışa bağımlılığa neden olmaktadır. Oysa tohumun en önemli özelliği üreyebilmesidir. Yerli tohumun önemi ise işte tam bu noktada ortaya çıkmaktadır; “kimseye muhtaç kalmamak.” “Bu nedenle bir avuç tohum bir ömür bağımsızlıktır” ilkesi çalışmalarımızın temelini oluşturmuştu. İnanıyoruz ki yerli tohumlarımıza ve üreticilerimize sahip çıkarak gelecek kuşaklara en anlamlı mirası bırakmış olacağız. Çünkü doğa da her şey bir tohumla başlamış, uygarlık tohumla yeşermiştir” diye konuştu.
Gürkan, ayrıca yerli tohum takas ve dağıtımının yanı sıra Edirneli üreticileri desteklemek amacıyla ilkbahar aylarında üreticilerimize belediyemiz seralarında yetişen başta domates, karaağaç biberi, kış karpuzu, ayşekadın fasulyesi olmak üzere 50.000 adet ücretsiz fide dağıtımı yapıldığını söyledi.
Yerel tohumları çoğaltmak, tarımsal üretimde farkındalık sağlamak ve çalışmalarımızı daha sistemli hale getirmek amacıyla Edirne Belediyesi Cumhuriyet Çiftliğini kurduklarını belirten Gürkan, “Karaağaç Mahallesi’nde belediyeye ait tarlalarda oluşturulan Cumhuriyet Çiftliğinde başta siyez ve karakılçık olmak üzere 17 çeşit yerli buğday, arpa, ayçiçeği, Soya, Kolza, Aspir, Keten, Limon otu, Safran, sarı karpuz gibi bir çok ürün yetişmekte, gelişimleri izlenmekte ve Ziraat Mühendislerimiz tarafından verim arttırıcı çalışmalar yapılmaktadır. Öğrenciler tarafından da ziyaret edilen Cumhuriyet Çiftliğinde çocuklarımız toprakla tanışmakta, birçok ürünü tanıma ve nasıl yetiştiğini görme fırsatı yakalamaktadır” dedi.
ÜRETİCİ KADINLAR PAZARI
Dağıtılan tohum, fidan ve fidelerin meyvelerini vermesi ile üreticilerin ürünlerini değerinde bir fiyata direk üreticiye satması amacıyla da Üretici Kadınlar Pazarı’nı kurduklarını belirten Gürkan, “Pazarımıza tarım sektöründe emekleri oldukça fazla olan ama resmi işlemlerde isimleri pek yer almayan kadınlarımızı aldık. Genel de bu böyledir, ahırda ineği kadın sağar ancak süt eşinin üstüne satılır. Parayı da evin erkeği alır. Biz bu pazarda işte böyle bir farkındalık yarattık ve kadınlarımızın kendi ürettiği ürünleri satarak kendilerinin para kazanmalarını hedefledik. Tamamen doğal ve iyi tarım uygulaması ürünlerin satışının yapıldığı Edirne Belediyesi Üretici Kadınlar Pazarında üretilen ürünler Edirne’nin üretici kadınlarını bir araya getiren ve kadınların ev ekonomisine katkıda bulunmasını sağlayan bir yapıdadır. Pazarda 150 üretici kadın yer almaktadır. Pazarda satılan ürünler kadınların kendi yetiştirdiği ürünler olup, ticari amaçlı halden ya da toptancıdan alınan ürünlerin satışına izin verilmemektedir” ifadelerine yer verdi.
EDİRNE GÜLÜ
Aşkın simgesi, doğanın gülen yüzü, güzel kokuların anası olarak adlandırılan gülün anavatanının Edirne olduğunun yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıktığını belirten Gürkan, “Bu gül; Edirne Gülüdür. Belediyemizin Ziraat Mühendisleri Edirne Gülü’nün peşine düşmüş, Bulgaristan’ın Kızanlık Bölgesinde Edirne Gülü’nü tespit ederek Edirne’ye getirmiş, ekim ve çoğaltma işlemlerine başlamışlardır.
Başta yağ ve gül suyu elde edilmesi olmak üzere çeşitli şekillerde yararlanılacak Edirne Gülü oluşacak Gül bahçeleri ile de önemli bir turizm destinasyonu oluşturmaktadır. Edirne Gülü’nün lansmanını da kasım ayının başında Karaağaç bölgemizde yapmayı planlamaktayız” diye konuştu.
EDİRNE’DE BİR İLKE İMZA ATTIK
Bayramlarda süt üreticilerinin mağduriyetlerini önlemek adına Edirne’de bir ilke imza attıklarını belirten Gürkan, “Süt üreticilerinin ellerinde kalan sütü Edirne Belediyesi olarak satın aldık ve Edirne’de bir ilke imza attık. Ellerinde kalan sütlerini dökmekten kurtulan üreticiler, aynı zamanda sütlerinin belediyenin alması ile destekleme ödemelerinden yararlanmaya devam etmiş, hem de sütünü piyasa koşullarının üzerinde bir fiyata satma imkanı bulmuşlardır. Üreticiden alınan sütler peynir ve ayran haline getirilmiş, üreticiden tüketiciye zinciriyle Edirne İMECE aracılığıyla ihtiyacı olan vatandaşlarla ulaştırılmıştır. Ayrıca Üretici Kadınlar Pazarında yer alan kadınlarımızın bir araya gelerek daha nitelikli üretim yapabilmesi, daha güçlü olması ve birlikte hareket edebilmesi adına S.S. Edirne Serhad Organik ve Yöresel Ürünler Üretim ve İşletme Kooperatifi kurulmuştur” dedi.
Gürkan, “Unutmayalım ki; tarımsal üretimde sürdürebilirlik, çiftçiler tarafından ekonomik yönden uygulanabilir, çevre açısından sağlıklı, sosyal açıdan kabul edilebilir, politik yönden de gerçekçi ve desteklenebilir nitelikte çalışmalar ile mümkündür. Bu nedenle tarım konusunda belediyeler olarak daha sık bir araya gelmeli ve birlikte çalışmalıyız. İnanıyorum ki tarımda istenilen başarı bu birliktelikle daha kolay olacaktır” ifadelerine yer verdi.