Dolar 35,0114
Euro 36,7775
Altın 2.978,51
BİST 10.011,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 12 °C
Çok Bulutlu

CHP’Lİ TAŞKENT: TÜİK, CUMHURBAŞKANLIĞININ İDARİ BİR BÜROSU, SİYASİ İKTİDARIN APARATI HALİNE GELDİ

17.12.2024
A+
A-
CHP’Lİ TAŞKENT: TÜİK, CUMHURBAŞKANLIĞININ İDARİ BİR BÜROSU, SİYASİ İKTİDARIN APARATI HALİNE GELDİ

TBMM Genel Kurulu’nda Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2025 Yılı Bütçesi üzerine söz alan Cumhuriyet Halk Partisi Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, “TÜİK, ünlü bir kurum, halkın tanıdığı, bildiği, ilgilendiği kurumların başında geliyor çünkü yurttaşın cebiyle ilgili, milyonların cebine girecek paradan, mutfağına girecek aştan sorumlu bir kurum burası ama bu sorumluluğa yakışır bir şekilde yönetilmiyor. TÜİK, Başkanlık sistemine geçişle birlikte Cumhurbaşkanlığının idari bir bürosu, siyasi iktidarın aparatı hâline geldi ve bugün çarpıtmalarla, veriler üzerinde yaptığı iktidar yanlısı düzenlemelerle kamuoyunda güvenilirliği tartışılan bir yapı hâline getirildi.”

CHP’li Taşkent’in konuşması şöyle:

“Kurumun 2025 yılı bütçesi incelendiğinde, TÜİK’e ayrılan kaynakların önemli bir kısmının teknik altyapıdan çok personel giderlerine ve yönetim harcamalarına ayrıldığını görüyoruz.

Oysaki modern istatistik kurumlarının teknolojik yatırımlara, veri analizinde şeffaflığı sağlayacak sistemlere odaklanması gerekir. Ayrıca, bugün bütçede ayrılan bu kaynakların ne kadar verimli kullanıldığı konusunda ciddi bir denetim eksikliği de var. Bu kaynaklar, bilimsel ve nesnel raporların üretilmesi yerine bazı kesimlere imkân tanımak için kullanılıyor. TÜİK’in enflasyon oranları, işsizlik verileri, gelir dağılımı istatistikleri vatandaşın yaşadığı gerçeklerle çelişiyor. Bunun sonucunda, kamu ile TÜİK arasında güven duvarı her gün biraz daha yıkılıyor.

Bu, sadece TÜİK’in itibarını zedelemekle kalmıyor, aynı zamanda kamusal karar alma mekanizmalarının da yanlış yönlendirilmesine yol açıyor. Verilerin manipüle edildiği algısı, toplumsal huzursuzluğu körükleyen en önemli unsurlardan biri. Şunu unutmayalım ki ekonomik planlama ve sosyal politikaların başarısı, sağlanan verilerin doğruluğuna bağlıdır. Eğer TÜİK verilerine olan güven zedelenirse yatırım kararlarından uluslararası şirketlerin risk değerlendirmelerine kadar her şey bundan olumsuz etkilenir. Biliyorsunuz, TÜİK madde sepeti ve ortalama madde fiyatları listesini 2022 Mayıs ayından beri açıklamıyor. DİSK bu konuda dava açtı ve kazandı.

TÜİK Başkanı “Hiçbir ülke açıklamıyor. Biz neden açıklayalım?” diyor. İyi de hangi ülke yirmi yıl açıklayıp sonra birdenbire, yanlış anlaşılır diye vazgeçti? Fakat TÜİK verileri gizlemekte ve halkı yanıltmakta ısrarcı.

İşin tuhafı, TÜİK bu verilerin kurumlarında mevcut olmadığını söylüyor. O zaman şunu sormak gerekiyor: TÜİK’in görevi bu verileri oluşturmak, toplamak değil mi? Eğer bu veriler kurumda değilse nerede ve TÜİK 2022 Mayıs ayından itibaren ortalama madde fiyatlarını hesaplamıyorsa Tüketici Fiyat Endeksi’ni nasıl hesaplıyor? Mayıs 2022’den itibaren madde fiyat listesindeki ürünlerin fiyat değişimleri hesaplanmıyorsa enflasyonu nasıl ve neye dayanarak açıklıyorsunuz? Karşımızda yargı kararlarını tanımayan, enflasyon verilerini açıklamayan ve geçmiş verileri silen bir TÜİK var. Şimdi anladınız mı arkadaşlar? Ortalama dört yüz otuz gün görevde kalan 5 başkandan sonra bu Başkanımız iki yıldır görevinde; demek ki işini iyi yapıyor!

Sayın milletvekilleri, TÜİK’in yeniden bağımsız, şeffaf ve toplumsal güven duyulan bir yapıya kavuşturulması çok acildir. Bunun için atamaların liyakat esaslı yapılması, akademik ve bağımsız kuruluşlarla iş birliği yapılması, bağımsız denetim mekanizmalarının kuruma entegre edilmesi, modern analiz ve raporlama araçlarına kaynak ayrılması ve uluslararası standartlara uygun sistemlerin kurulması gerekmektedir. İçi boşaltılmış, yok hükmünde bir kurumun milyonların geleceğiyle, hayatıyla oynamasına izin verilmemesi gerekir.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.